KENTSEL DÖNÜŞÜM: KENT ENSTİTÜLERİ

KENTSEL DÖNÜŞÜM: KENT ENSTİTÜLERİ

Ülkemizin en önemli sorunlarından birisi "kentsel dönüşüm" olgusudur. Çağdaş kent yaşamını sağlama konusunda merkezi yönetim, belediyeler, projelere dahil olmak isteyen yapı firmaları, gecekondu mahalleleri sorun üzerinde tartışmakta ve çözüm üretmeye çabalamaktadırlar.

Sorun uzun yıllardır farklı boyutlarıyla tartışılmaktadır. Bu tartışmaların
sonucunda olması gerekenin aksine, çözüm merkezi otorite tarafından sürekli
olarak binaların yıkılarak yeniden yapılması üzerinde yoğunlaşmaktadır. Oysa
sorunun paydaşları kentlerde yaşayan vatandaşlar, merkezi yönetim, belediyeler
ve yapı firma sahipleridir. Tartışma sürecine sosyal psikologlar, sosyologlar,
üniversiteler ve kentlerle ilgili sivil toplum kuruluşları dahil edilmediği sürece
sorunun çözümünde başarıya ulaşılması olası görülememektedir. Bu durum hem
sorunların çözümünü kolaylaştıracak, hem de çıkması olası sorunları ortaya
çıkmadan önleyebilecektir.


 

1940'lar Türkiyesi'nde nüfusun %80-85'i köylerde
yaşamaktaydı. Köylerimizde su ve kanalizasyon yoktu. 300-500-1500 nüfuslu
köyler çağdaş yaşamdan uzak, eğitim olgusunun uğramadığı yerlerdi. Köy
sorunlarını çözmek ve kalkınma amacıyla 17 Nisan 1940 tarihinden 3803 sayılı
'Köy Enstitüleri Yasası' çıkarılmıştır. Ancak Köy Enstitüleri kuruluşunun
üstünden 14 yıl geçtikten sonra 1954 yılında kapatılmıştır. Konu üzerinde
yapılan tartışmalar ise halen devam etmektedir.


 

2013'lerin Türkiye'si 1940'lı yıllardan birçok
bakımdan farklıdır. Köylüler kente göç edince varoşlar ortaya çıkmıştır ve hala
çıkmaktadır. Varoşlar ise köy ile kent arasında kalan, her iki öğenin ikisine de
benzemeyen, ancak kendine özgü farklılıkları da olan farklı bir kültür
yaratmaktadır. Bu oluşum içinde birey, artık ne köylü ne de kentlidir. Kentleşmenin
doğurduğu sorunlar hızlı kentleşme nedeniyle çözümlenememektedir. Barınma, beslenme,
eğitim ve belediye hizmetlerinden yararlanma gereksinimleri kentin farklı
bölgelerinde farklı biçimlerde karşılanmaktadır.


 

Kentlerdeki varoşlarda gelinen yeni ortama uyuma
ilişkin sorunlar yaşanmaktadır. Varoşlarda yaşayan bu insanların birçok
karşılanamayan gereksinimi vardır. Bunların yanında ekonomik sorunları aşmaya
çabalayan bireylerin bir meslek edinebilmek için yaşadıkları çatışmalar dikkate
değerdir. Tüm bunlara bağlı olarak yeni bir ortamda yeni davranış, bilgi,
beceri ve tutumların kazanılması gereklidir ki, biz bunlara eğitim
gereksinimleri adını veriyoruz. Nüfusun kentlerde yoğunlaşması veya
yoğunlaşacak olması, kent varoşlarının sorunlarının kökten çözümlenmesini
zorunlu kılmaktadır. Bu nedenle, konuya ilişkin çözümler ve arayışların
özellikle üniversiteler, belediyeler, meslek odaları, sivil toplum kuruluşları
gibi toplum odaklı kuruluşlar tarafından enine boyuna tartışması ve çözüm üretilmesi
gerekmektedir. Bu paydaşların üreteceği çözüme ilişkin çıkış yollarından birisi
de Kent Enstitüleri'dir.


 

Ne
Yapılmalı?


 

Yalnızca kaldırım düzenleme ve arada sırada çiçek
dikmek biçimindeki yaklaşım ve eylemlerden ibaret olmayan kentçilik anlayışı da
disiplinler arası olarak ele alınmaktadır. Bu nedenle kentleşmenin; yerleşim
sorunları (gecekondu, varoş), coğrafi dağılım, üretimin yeni koşulları, yapısal
boşluklar, yeni kentleşme formları, ekonomik büyüme-kentsel büyüme ilişkisi,
modernleşme, yaşam biçimi, yeni meslekler biçiminde geniş bir anlayış ile ele alınması
gerekmektedir. Bu sorunların çözümlenmesi, akıllıca, sistematik ve bilinçli bir
şehir planlaması anlayışıyla düzenlenmiş kentçilik sisteminin yaşama
geçirilmesine bağlıdır.


 

Kentlerin artan nüfusu nedeniyle sorunların biri
bitmeden diğeri ortaya çıkmaktadır. Kentlinin yaşama uyum sorunları
çözümlenememiştir. Kentlerin değişik bölgelerindeki varoşlar yeni köyler
oluşturmuşlardır. Yeni köylere zaman zaman tapular verilmiş, elektrik bağlanmış
ve böylece ortaya çıkan yeni sorunlar yok sayılmıştır. Diğer sorunların nasıl
çözümlenebileceği sorusunu cevabı  KENT
ENSTİTÜLERİ olabilir.


 

Kent Enstitüleri, mekân, personel ve finansman
sorunlarını çözünce kentlileşme ile ilgili eğitim programlarına başlamalıdır.
Programlar; eğitim düzeyinin yükseltilmesi, meslek ve beceri kazandırma,
sağlıklı yaşam düzeyini yükseltme, sosyal ve kültürel yaşam düzeyini yükseltme
gibi eğitim alanlarını kapsayabilir. Bu programlardan kentlerin koşullarına
uygun olarak tümü ya da bir, ikisi uygulanabilir. İstanbul'un varoşlarında uygulanacak
programlar ile Bursa'nın veya Antep'in varoşlarından uygulanacak programlar farklılık
gösterebilir. Eğitimciler, sosyologlar ve yerel yöneticilerin yapacakları
ihtiyaç analizi hangi programların hazırlanacağını belirleyecektir.



Halk Eğitimi Genel Müdürlüğü, AÇEV, belediyeler
kent sorunlarının çözümü için çalışmalar yapmaktadırlar. Kaynakların
bölünmemesi ve etkin kullanımı için üniversiteler, sivil toplum kuruluşları,
belediyeler bir model üzerinde birleşebilirler. Kent Enstitüleri modeli
uygulamaya geçer ise 2023 yılında modern kentler daha az sorunlu yaşam biçimi
ve profesyonel mesleklerin olduğu bir yarının bizi beklemesi umut edilir.

Fotoğraflar