Page 63 - ÇEK_BULTEN_62
P. 63

yazdıkları da bu düşüncesini doğrular   olan dünya çapındaki şairler öncülük   bu gidişi herkes tarafından farklı
            nitelikteydi.                     etti. Eğer Nazım Hikmet gerçekten   yorumlanmış, Nazım’a vatan hainliğine
            “Korkma sönmez bu şafaklarda yüzen   büyük bir şair olmasaydı, yurt dışında,   kadar pek çok şey söylenmişti. Nazım
            al sancak.”                       o dönemde de bu ölçüde tanınıp   Hikmet; aslında kaçmayı istememiş,
            Tınaztepe’ye karşı Kömürtepe      sevilebilir miydi? Elbette hayır. O   resmi yollarla ülke dışına çıkmanın
            güneyinde,                        dönemde bu tür baskı gören, ülkesi   yollarını aramıştı. Nazım’ın bu zor
            On beşinci Piyade Fırkası’ndan iki   dışında sürgün yaşayan yüzlerce şair   günlerini Refik Erduran anılarında şu
            ihtiyat zabiti                    var, onun kadar sevilen, ilgi gören   şekilde anlatmaktadır.
            Ve onların genci, uzunu,          yok. Belki bir “Neruda.” Ülkemizde   “Nazım, Haziran 1951’de Refik
            Darülmuallimin mezunu             ve dünyada gösterilen bu tepkiler   Erduran’ın kiraladığı sürat motoruyla

            Nurettin Eşfak,                   ve girişilen imza kampanyası ancak   Karadeniz’e açılır. Önce Romanya’ya,
            Mavzer tabancasının emniyetiyle   13 yıl 5 ay sonra sonuç verdi. Şair,   Romanya’dan da Moskova’ya geçer.
            oynıyarak                         1950 yılında Menderes Hükümeti   Bu Nazım’ın Türkiye’ye son vedası olur,
            Konuşuyor:                        döneminde çıkartılan bir af ile serbest   çok istemesine rağmen bir daha yurda
                    Bizim İstiklal Marşı’nda   kaldı. Nazım’ın serbest kalması   dönemeyecektir.”
            aksıyan bir taraf var,            özgürlüğünü elde ettiği anlamına   Refik Erduran, Moskova’nın Nazım’ın
            bilmem ki, nasıl anlatsam,        gelmemekteydi. Çünkü hapishanede   hayatındaki yeri ve anlamını şu
            Akif, inanmış adam,               öldürülmek istendiğine dair çok şey   şekilde söylemektedir: “Yirmi yıldan
            Fakat onun, ben,                  duymuştu ve hapishaneden çıktıktan   fazla süredir uzağında kalmış olduğu
            İnandıklarının hepsine inanmıyorum.   sonra da ölüm tehdidi almaktaydı.   Moskova ‘Kardeşlik Kenti’ydi Nazım’ın
            Mesela, bakın:                    Şairin içinde bulunduğu bu şartlar onu   belleğinde ve gönlünde. Orada
            “Gelecektir sana vadettiği günler   oldukça tedirgin etmiş ve herkesten   yıllarca eğitim görürken devrimle ilk
            Hakkın.”                          şüphe eder duruma getirmişti. Bu   kez tanışmış, sömürüsüz bir dünya

            Hayır,                            kadar sıkıntı yetmezmiş gibi çürük   kurma denemesinin bir parçası olmuş,
            Gelecek günler için               raporu bulunmasına rağmen Nazım’ın   tarihin en büyük toplum fırtınasının
            Gökten ayet inmedi bize.          50 yaşında askere çağrılması onda   coşkusunu ciğerlerine orada
            Onu biz, kendimiz                 kırılma noktası oldu. Kaçmak onun   doldurmuştu.”
            Vaadettik kendimize.              için artık kaçınılmazdı. Falih Rıfkı,   Nazım Hikmet, Moskova’da yaptığı
            Nazım Hikmet’in mahkûm edilmesi   usta şairin bu zor dönemini şöyle   bir konuşma nedeniyle Demokrat
            ve serbest kalması amacıyla başladığı   ifade etmişti: “Nazım’ın Türkiye’den   Parti döneminde 25 Temmuz 1951
            açlık grevi; annesi Celile Hanım’ın   kaçışı, ellisinden sonra askerliği   tarihinde Bakanlar Kurulu kararıyla
            oğlunun serbest bırakılması için   soruşturulmaya başlanmasındandır.   Türk vatandaşlığından çıkartıldı.
            başlattığı imza kampanyası dünyada   Askerliğe bir borcu yoktu. Doğuya   Nazım, vatan haini olduğu iddialarına

            geniş yankı buldu. Ataol Behramoğlu,   yollanarak Sabahattin Ali gibi   o zamanlar yazdığı bir şiirle karşılık
            Nazım Hikmet’in bu kadar tanınıp   öldürüleceğinden korktu.” Nazım’a   verdi.
            yankı uyandırmasının nedeni olarak   uygulanan bu baskılar, zorlu   “Evet, vatan hainiyim, siz
            şunları söyler: “Tanınmasındaki   hapishane yılları ve bunların ardından   vatanperverseniz, siz yurtseverseniz,
            asıl neden siyasidir. Temel neden   Nazım’ın sürgün oluşunun ana nedeni,   ben yurt hainiyim, ben vatan hainiyim.
            “Hapiste bir şair var, bunu kurtarmak   devletin anti-komünist politikaya sahip   Vatan çiftliklerinizse,
            gerekir, bunun için de tanıtmalıyız.”dı.   olmasıydı.              kasalarınızın ve çek defterlerinizin
            Buna Rusya ve Fransa’daki komünist   Memleketini çok seven fakat kaçmak   içindekilerse vatan,
            partilerine üye ya da sempatizan   zorunda bırakılan Nazım Hikmet’in   vatan, şose boylarında gebermekse
                                                                                                                   62
   58   59   60   61   62   63   64   65   66