Page 62 - ÇEK_BULTEN_62
P. 62

BİR SÜRGÜN ŞAİRİ


           NAZIM…







           “Vatan Şairi” olarak andığımız,   gidelim.” demesiyle düşüncesi değişti.   Ertuğrul onun en büyük destekçisiydi.
           bildiğimiz ve eserlerini severek   Böylece Nazım Hikmet’in ilk yurt dışı   Moskova’da üç yıldan fazla kalan
           okuduğumuz Nazım Hikmet’in,      seyahati 1921 Eylül’ünde daha on   Nazım Hikmet, 1928’de Türkiye’ye
           hayatının büyük bir kısmı        dokuz yaşındayken Sovyet Rusya’ya   döndü.
           hapishanelerde geçtiği gibi aynı   oldu. Bu dönem Nazım Hikmet için   Nazım Hikmet, 1938 yılında Harp
           zamanda sürgünlerle de doluydu.   bir sürgün dönemi değildir. Sahip   Okulu öğrencileri arasında Komünizm
           Hayatının sonuna kadar vatan     olduğu düşünceleri ve ideolojileri   düşüncesini yaymak ve özendirmek
           özlemiyle yaşamış, bu sürgün     yakından tanıma fırsatı bulduğu bir   suçlamalarından dolayı tutuklandı.
           yaşayışın etkisiyle de şiirler kaleme   dönemdir. Sonrasında 1924 yılında   30 yıl ağır hapis cezası verildi. Almış

           almıştı. Nazım Hikmet’in sürgün   ülkeye dönüş yaptı. “Sovyet Rusya’ya   olduğu bu ceza 28 yıl 4 aya indirildi.
           yıllarını ve yaşadıklarını anlayabilmek   ilk gidişi gönüllüdür.” diyebiliriz fakat   Nazım’ın hapishane yılları sürgün
           için öncelikle ilk gençlik dönemine   bundan sonraki süreçte gidişleri pek   olmanın bir başka haliydi adeta.
           bakabiliriz.                     öyle olmaz.                       Hapisteyken bile şiirden, yazmaktan
           Millî Mücadele döneminde Anadolu’ya   1924 yılında Komünist Partisinin   ve inandığı fikirleri savunmaktan
           geçerek halkın durumunu gören    kapatılması, üyelerinin tutuklanması   vazgeçmedi. Hapishane arkadaşı
           şair, gördükleri ve okuduklarıyla   ve Aydınlık dergisinde yazdıklarından   olan Orhan Kemal’in deyimiyle
           birlikte Sosyalist fikirlerin etkisinde   dolayı on beş yıl hapsinin istenmesi   Nazım Hikmet, “İnanmış İnsan”dı.
           kalmıştı. Bunun sonucunda ilk    onu adeta bir kaçışa sürükledi. Nazım   Nazım da hayatta belli bir davaya
           olarak Almanya’ya gidip eğitim alma   Hikmet, bu sefer Sovyet Rusya’da   inanmış insanlara saygı duyardı.
           düşüncesine girmişti. Ancak Ziya   zorunlu sürgündeydi. Yıl 1925.   Mesela Mehmet Akif’in düşüncelerini
           Hilmi’nin “Komşumuzda Fransız    İlk gidişinde şiir alanında kendini   doğru bulmasa da onun davasına
           İhtilali’nden daha büyük bir ihtilâl   geliştiren Nazım, ikinci gidişinde   inanırdı ve “karakter sahibi” biri

           oluyor. Almanya’ya gideceğinize,   tiyatroya ilgi duydu. Türk tiyatrosunun   olmasından dolayı onu takdir ederdi.
    61     gelin hep birlikte Sovyet Rusya’ya   Batılı anlamda kurucusu olan Muhsin   Nazım’ın Kuvayî Milliye Destanı’nda
   57   58   59   60   61   62   63   64   65   66