Page 65 - Sayı66
P. 65
Ama asıl soru, çocuklar ne istiyor? 350 ilkokul öğrencisine uygulanan sormacanın (Şükran Soner vd.,1967)
birkaç bulgusu şöyle:
1.Çocukların yüzde 44,8’i kendileriyle yakından ilgilenen, yüzde 39,1’i sorunlarına arkadaşça eğilen bir
anne istiyor.
2.Çocukların yüzde 22,2’si annelerinin çok sinirli oluşundan yakınıyor.
3.İyi kalpli, güler yüzlü, anlayışlı, sevimli bir anne isteyen, asık suratlı annelerinden yakınan çocukların
oranı yüzde 61,4.
İstanbul Çocukları Vakfı’nca ilköğretim öğrencilerine ‘en büyük düşleri’ soruluyor. Çocukların en büyük
düşü: Ailede, okulda sevgi görmek. (Cumhuriyet,12.08.2002)
‘İyi yetiştirilmiş çocuk ne demek?’ diye de soruluyor çocuklara (Elele Dergisi, Mayıs 1983). İşte birkaç
yanıt:
1.İyi yetiştirilmiş bir çocuk tıpkı kurulu bebek gibidir. Kurulduğunda konuşur, karnına basınca ağlar. (Kenan,
11 yaşında),
2.İyi yetiştirilmiş bir çocuk değerli bir taş gibidir. Usludur, yardımseverdir, sorulmadan konuşmaz. (...)
Sınavlarda başarılı olur, erkenden yatar, hemen uyur. (...) Böyle bir çocuk olmak istemem. Buna yaşamak
denmez. (Cüneyt, 13 yaşında).
3.İyi yetiştirilmiş bir çocuk ne istediğini bilen biri olamaz. Ana-babasına itaat eder. Bazen hoşuna gidecek
bir şey yapmak isterse, herkes ne der, diye düşünüp vazgeçer (Merih, 10 yaşında).
4.Ben kendimin iyi yetiştirilmiş olduğumu sanıyorum. Çünkü söz dinliyorum. Azarlanmaktan korkuyorum.
Sürekli baskı altında hissediyorum kendimi. Ana-babalar işi biraz oluruna bıraksalar, çocuklar daha rahat ve
özgür yetişseler her şey daha iyi olurdu bence. (Serkan, 11 yaşında).
Bu yazının esin kaynağı yukardaki fotoğraf (Gümüş, 2013). Gün, 23 Nisan 1937. Ulusal Egemenlik ve
Çocuk Bayramı. Çocuklar ellerinde pankartlar, yürüyorlar. Neler yazmışlar, neler istiyorlar? “Bize mahsus
bahçeler”, “Hürmet”, “Öpülmemek”, “Sağlam ana-baba”, “Azarlanmamak”, “Yalnız Yatmak”… Daha da var
da, okunabilenler bunlar... Yürümekle yetinmemişler, Valiliğe, Kolordu Komutanlığı’na, Fatih Belediyesi’ne,
Halkevi’ne de pankartlarıyla gitmişler, güzelce ağırlanmışlar.
Çocuklar hürmet (saygı) istiyorlar. İlginç değil mi, sevgi değil de saygı... Sevgiden vazgeçmiş olamazlar.
Yakın zamana kadar her sabah içtikleri ant’ta ‘büyükleri saymak, küçükleri korumak’ diyorlardı ya, sevgi,
koruma tamam da yetmez, bize de saygı duyun, diyorlar. Ayı yavrusunu severken öldürürmüş, sepici sevdiği
deriyi yerden yere vururmuş. Demek ki saygı içermeyen sevgi yeterli değil. Saygının, güvenin yarattığı sevgi
kalıcıdır.
64