Page 63 - ÇEK_BULTEN_70
P. 63

Dayağın bunca zararı varken ‘dayakla terbiye’ neden evrensel bir sorun özelliğini koruyor?   Ana- babalar
            bilimsel araştırma sonuçlarından habersiz Onlar çocuğunu iyiliği için dövüyor, niyeti iyi. Kızını dövmezse
            dizini dövecek. Kendi de öyle yetişti. Dahası aşırı yoksulluk, dolayısıyla cehalet, ana-babaların umarsız oluşu...
            Çocuklarıyla ilgilenmek için yeterince vakit bulamayan ana-baba en kestirme, en sert yolu seçiyor. Dayak, zor
            koşullarda yaşayan aileler için kolayca uygulanabilen bir çözüm yolu. Ülkemize bakalım: UNICEF’in verilerine
            göre (2023) Türkiye’de 2-4 yaş arası çocukların yüzde 52’si- disiplin amaçlı – fiziksel şiddet görüyor. (Bakırcı,
            2025) Oysa çocuğun dövülmesi disiplin sağlamıyor, üstelik çocuğu saldırgan, özgüvensiz yapıyor. Dayak onur
            kırıcıdır, aşağılayıcıdır. Dövüleni de küçültür, döveni de. Yinelendikçe, çocuk dayağa alışır, dayak arsızı olur.
            Bilmecesi bile var: Dal ucunda bir yemiş/ bunu yiyen doymamış/ ramazanda yiyenin/ orucu bozulmamış. Biz
            onurlu, başı dik, özgüvenli insanlar yetiştirmeliyiz, ‘Fikri hür, vicdanı hür, irfanı hür’ insanlar...

                  Ana-baba olmak kolay, ana-babalık etmek zordur. Ana- baba eğitimcidir, ilk eğitimci... Ama ana-baba çocuk
            eğitimine ilişkin eğitilmemişse çocuğunu nasıl eğitecek? Ana-baba yükseköğrenimli, mesleğinde başarılı olsa
            da bakıyorsunuz, çocuk eğitimine ilişkin bilgisi yok denecek kadar az. Bir özel anaokulunun velilerine konuşma
            yapıyordum. Bir ara, tabii size dayağın zararlarını anlatmak gerekmez, biliyorsunuzdur, dövmüyorsunuzdur,
            dedim. Utangaç utangaç gülümsediler, “Gerekir” der gibi... Nasıl bir meslek sahibi olmadan hizmet öncesi
            eğitimden geçiliyorsa, ana-baba olmadan da ‘ana-babalık’ öğretilmelidir. Dahası ana-baba olduktan sonra
            da – hizmetiçi eğitim gibi- ana-baba eğitimi sürdürülmelidir. Bu da ana-baba okullarının açılmasıyla olanaklı.
            Bu okullarda hangi konular işlenebilir: çocukla etkili iletişim, yapıcı disiplin yöntemleri, yapıcı sorun çözme
            yöntemleri, eş duyum (empati) ve eş duyumsal dinleme, demokratik ana-baba tutumu ne ödül ne de ceza...

                  Biliyorum, okurum çocuğa şiddet uygulamıyor. Ama çocukların şiddetten korunması sadece ilgili ailenin
            sorunu değil ki, hepimizin sorumluluğu...













































            KAYNAKÇA
            Bakırcı, Çağrı Mert (2025) “Çocuğa vurulan bir fiske bile ömür boyu iz bırakır” Oksijen
            Gazetesi, 9-15 Mayıs 2025
            Nas, Recep (2006) İlkem, Çocuklara Saygı Duymak Bursa: Ezgi Kitabevi
                                                                                                                   62
   58   59   60   61   62   63   64