Page 55 - ÇEK_BULTEN_58
P. 55
Parayı ona veriyor. Sınıfta adı ‘tembel kız’a çıkmış. gönderiliyor. Sonuç: Çocukta yalnızca
görme bozukluğu var.
Tekkede iki miskin karşı duvarlara Bir gün öğretmenine “hastayım”
yaslanıp oturuyorlar. Biri, diyor. Eve telefon ediliyor, çocuğunuz Ne yazık ki örnek çok, birini daha
hasta, gelin alın. Çocuk doktoruna yazalım: Ticaretle uğraşan ana-baba,
“Hadi yer değiştirelim” diyor. götürülüyor. Bu çocukta okul eve de taşıdıkları işlerine (hesaplar,
korkusu var, psikoloğa götürün, faturalar, senetler, sayılar, sayılar...)
Öbürü bir yıl sonra, diyor doktor. Psikoloğa göre çocuk daldıklarından kendine dönük olması
gerçekten hasta, psikolojik kökenli gereken ilgiyi, sevgiyi sayıların
“Olur” diyor. fizyolojik belirtiler (psiko-somatik) çaldığına inanan çocuk matematik
var. Çocuk konuşmuyor. Ana- dersinden nefret ediyor, bu derse
Bir yıl daha geçtikten sonra yer babanın anlattıklarına göre ağır bir çalışmıyor (Berge, 1971: 72).
değiştiriyorlar, sonra da, okul korkusu var. Psikolog, çocukla
oyun yoluyla diyalog kuruyor. Sözel Çocuğu 1. sınıfta okuyan öğretim
“İnsan kuş misali, çat orada, çat olmayan testlerde de başarılı, zeki bir görevlisi bir anne şunları söyledi
burada…” diyorlar. çocuk. bana: Anaokulundayken kızımın
elinden defter, kitap düşmezdi. Ben
Bu çocuk tembel mi, bir bakalım. Anlaşıldı ki öğretmenin yapmasını bazen uyarmak zorunda kalırdım,
Henüz okula gitmeyen bir kız çocuğu, istedikleri ona kolay, basit geliyordu, “Kızım bırak bunları, oyuncaklarını
ilkokul 5. sınıfta okuyan ağabeyine zaten yapabildiğini neden bir daha, al eline, oyna” derdim. Bu durumu
özeniyor, kitaba, deftere, kaleme bir daha yapsın… Eli kalem tutmaya arkadaşlarıma söylediğimde derlerdi,
meraklı. Ona da ayrıca defter, kalem, alışkındı. Öğretmenin istediği çizimleri “Merak etme, okula başlayınca
boyama kitapları alınıyor. – üstelik beş sayfa – yazmak ona ödevlerden bıkar.” Ben “hayır” derdim,
sıkıcı geliyordu, daha karmaşık “benim kızım hiç bıkmaz.” Yanılmışım,
Günü gelip okula başlayınca da çizgiler çiziyordu. Öğretmen de yakınıyor şimdi, bıktı. Şimdi elinde
sevinç içinde, uçuyor, eve gelir kendisinin istediklerini çizmediği için oyuncaklarla dolaşıyor (Nas, 2005:
gelmez de dersini yapıyor, öylesine kızıyordu, bu gereksiz istek de çocuğu 17).
meraklı, çalışkan… Ama aradan çileden çıkarıyordu, inatlaşıyordu.
bir hafta geçmeden, “Ben okulu Altı yaşına kadar çocuk sorarken,
sevmedim, gitmeyeceğim” diye Sonuçta çocuğun okulu değiştiriliyor, okula başlayınca ana-baba çocuğa
tutturuyor. Ana-baba öğretmenle çocukları seven, sayan, mesleki bilgisi sorup yanıtlamasını bekler. Çocuğu,
görüşüyor, Öğretmen yakınıyor, ve empati yetisi üst düzeyde olan bir öğretmenin gözüyle görmeye başlar.
dersle ilgilenmiyormuş, kendisini öğretmenin sınıfına veriliyor. Çocuk da Böylece çocuğun öğrenme isteği,
dinlemiyormuş, İki satır çizip bu öğretmeni seviyor, başarılı oluyor. zevki, şevki körelir. Okul öncesi
bırakıyormuş. İstediklerini değil, (Saygılı –Çankırılı, 2006: 136-138) dönemdeyken hep pohpohlanmış,
başka şeyler çiziyormuş. İnatçıymış, Bu çocuk tembel miymiş? Çocuk her yaptığı övülmüşken, şimdi hep
uyumsuzmuş, muş, muş, muş... aslında enerjisini koruyor, öğretmenin çalışmak, öğrenmek zorundadır.
yapmasını istediği şeyleri kendince Öğrenip öğrenmediği sınanır.
Çocuğa, neden böyle yapıyorsun, diye anlamsız buluyor. (*) Yeterince öğrenmediği düşünülürse
sorulduğunda ağlamaya başlıyor, azarlanır üstelik. Daha çok çalışmaya
kalemi, defteri atıp kaçıyor. Bir çocuk zekâ düzeyi düşük diye zorlanırsa, artık sevilmediğini
Rehberlik ve Araştırma Merkezine düşünüp tepki olarak boş verebilir
54